Muş’ta köylüler yeni bir kale keşfetti
Muş’un Bilek köyünde arazide hayvan otlatan köylüler, binlerce ahlat ağacının bulunduğu bölgede tarihi izler taşıyan bir kale kalıntısı keşfetti.
Yayınlanma :
28.04.2025 17:30
Güncelleme :
28.04.2025 17:30


Muş’un Bilek köyünde arazide hayvan otlatan köylüler, binlerce ahlat ağacının bulunduğu bölgede tarihi izler taşıyan bir kale kalıntısı keşfetti.

Muş merkeze yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Bilek köyünde yaşayan vatandaşlar, arazi çalışmaları sırasında yeni bir kale kalıntısına ulaştı. Keşfedilen bölgede yaklaşık 110 bin ahlat ağacı bulunması dikkat çekerken, köylüler bu ağaçların bilinçli olarak dikildiğini ve geçmişte burada şarap imalatı yapıldığını ifade etti. Kalenin bulunduğu güzergâhın sağında tarihi Çengili Kilisesi, solunda ise Karakale ile Mercimek Kale Höyüğü yer alıyor. Bu durum, keşfedilen kaleyi hem tarihi hem de arkeolojik açıdan oldukça ilgi çekici hale getiriyor.

Bilek köyü sakinleri, kalenin detaylı şekilde incelenmesini ve bölgede arkeolojik kazı çalışmalarının başlatılmasını talep ederek, yapılacak araştırmalarla hem bölge tarihinin aydınlatılmasını hem de Muş’un kültürel turizmine katkı sağlanmasını umut ettiklerini belirttiler.

Bilek köyü sakinlerinden Şabeddin Çiçek, bu keşfin Göbeklitepe ile eşdeğer bir keşif olabileceğini belirterek, "Dayım Atik Bey, burada hayvan otlatırken surları olan bir kale keşfettiğini söyledi. Biz de kendi imkânlarımızla araştırma yaptık. Bölgeye geldiğimde gerçekten de 2 metre genişliğinde bir sur bulduk. Köyün büyüklerine sorduk, burada geçmişte bir yapının bulunduğunu söylediler. Yapının üzerinde 4-5 adet havalandırma bacası vardı. İçine taş attığımızda, taşın dibe ulaşması yaklaşık iki dakika sürüyordu. Bu yapının Göbeklitepe ile eşdeğer bir yer olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bölgede yaklaşık 110 bin ahlat ağacı bulunuyor. O dönemlerde bu ahlat ağaçlarından hasat edilen armutların şarap yapımında kullanıldığını öğrendik. Bu kalenin de şarap imalatı için kullanıldığını tahmin ediyoruz" dedi.

Bilek köyü sakinlerinden Mehmet Atik Özmen ise hayvan otlatırken surları keşfettiğini anlatarak, "Ben burada hayvan otlatıyordum. O sırada bir yapının olduğunu fark ettim. Yapının en üst kısmında bir delik vardı. O delikten taş bırakıyordum ve kulağımı dayadığımda yaklaşık iki dakika sonra taşın dibe ulaştığını duyuyordum. Ancak daha sonra defineciler buraya dadandı ve yapıyı tahrip ettiler. Bu delikler de o dönemde kayboldu. Bizim beklentimiz devletimizin burayı araştırması ve koruma altına almasıdır. Aynı zamanda bölgenin turizme kazandırılmasını istiyoruz. Bu, hem köyümüz hem de bölgemiz için büyük bir fayda sağlayacaktır. Burada, aynı hat üzerinde Kalecik Kalesi, Mercimek Kalesi ve 360 odalı Çengili Manastırı gibi önemli tarihi yapılar da bulunuyor" şeklinde konuştu.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: